COVID aşısı olmak pandeminin kontrol altına alınmasında niçin önemlidir?
COVID pandemisini kontrol altına alabilmenin tek yolu hastalığın bulaşmasını azaltmaktır. Dünyada ilk kez görülen bir hastalık söz konusu olduğundan COVID etkeni olan SARS-CoV-2 hızla yayılmaktadır. Hastalığı geçirenler hastalığa karşı bağışık hale gelmekte; yani -genellikle- tekrar hastalanmamaktadır. Aşılar geliştirilinceye kadar hastalığa karşı bağışık hale gelmenin tek yolu hastalığı geçirmek iken aşıların geliştirilmesiyle birlikte bağışık hale gelmek aşılarla mümkün olabilmektedir.
Bulaşıcı hastalıklar için bir toplumda hastalığa karşı bağışıklık kazanmış bireylerin sayısı belirli bir oranın üzerinde olursa o hastalığının etkeninin toplumda yayılması belirgin şekilde azalır. Pandeminin başından itibaren sıklıkla kullanılan “sürü bağışıklığı-herdimmunity” ifadesi, toplum bağışıklığını ifade etmektedir. Her bulaşıcı hastalık için hastalığın yayılımını durdurabilmek amacıyla gereken toplum bağışıklığı oranı değişmektedir. Hastalık etkeninin bulaşma hızına ve aşıların etkinlik oranlarına göre değişmekle birlikte Türkiye’de yaklaşık 60-70 milyon kişinin aşı olması gerekmektedir.
Kısaca özetlemek gerekirse, salgının yayılımını durdurmak için ulaşılması gereken toplum bağışıklığı oranına sadece aşılanma yoluyla güvenli bir şekilde ulaşılabilir.
COVID aşıları gerçekten etkili midir?
Aşılar, hastalığa yol açan etkenlerden (virüs veya bakteri) hazırlanır. Bağışıklık sistemimiz, aşılar aracılığıyla bu etkenlere karşı hızlı ve etkili bir şekilde müdahale etmeyi öğrenir ve hastalık etkeni ile karşılaştığında gerekli reaksiyonları vererek bizi korur. Aşıların geliştirilmesiyle birlikte daha önceki yüzyıllarda görülen öldürücü bulaşıcı hastalıkların sıklığı çok azalmıştır. Günümüzde aşı ile önlenebilen hastalıklardan ölüm sayıları %90’ın üzerinde azalmıştır. Dünyada her yıl 5 yaş altı 2.5 milyon çocuğun ölümü, aşılar sayesinde önlenebilmektedir. Çiçek Hastalığı, yaygın aşılama sonucunda 1977 yılında dünyadan yok edilmiştir. Çocuk felci hastalığı da %99 oranında azalmış olup önümüzdeki yıllarda yok edilebilecektir. Kızamık, kabakulak, su çiçeği gibi çocukluk hastalıklarının yanısıra tetanoz, kuduzgibi hastalıkların görülme sıklığı da aşılama sayesinde belirgin azalmıştır.
Bulaşıcı hastalıklara ilişkin olarak aşılar sayesinde elde edilen başarılar, COVID-19 için de umut vericidir. COVID-19 aşılarının da güvenli veetkili olduğu çalışmalarla gösterilmiştir. COVID aşılarının etkinlikleri %50-95 arasında değişmektedir.
Kaç tür COVID aşısı vardır?
COVID hastalığı için beş tür aşı geliştirilmiştir. Bu aşıların dördü bilinen yöntemlerle geliştirilirken mRNA aşıları yeni bir teknoloji ile geliştirilmiştir.
İnaktif aşılar; hastalığa neden olmayan ancak bağışıklık yanıtı oluşturan etkisizleştirilmiş virüs içeren aşılardır. Ülkemizde uygulanmakta olan Sinovac’ınCoronaVac aşısı ve her yıl uygulanan grip (influenza) aşıları inaktif aşılardır.
Canlı atenüe aşılar; hastalığa neden olmayan ancak bağışıklık yanıtı oluşturan zayıflatılmış virüs içeren aşılardır. Kızamık, kabakulak, suçiçeği aşıları da canlı attenüe virüs aşılarıdır.
Protein subunit aşıları; virüsünyapısını taklit eden protein parçalarını kullanan protein bazlı aşılardır.
Viral vektör aşıları; SARS-CoV-2 virüsünün RNA parçacıklarını taşıyan hastalık yapıcı etkisi olmayan virüslerin kullanıldığı aşılardır.
m-RNA aşıları; protein üretmek için genetik olarak tasarlanmış RNA parçacıklarını kullanan yeni teknoloji ürünü aşılarıdır.
Ocak ayı (2021 yılı) itibariyle dünyada acil kullanım onayı ve ruhsat almış 10 aşı, faz 3 aşamasında 20 aşı, faz 2 aşamasında 24 aşı, faz 1 aşamasında 38 aşı bulunmaktadır.
Acil kullanım onayı veya ruhsat alan aşılar; Pfizer/BionTech (ABD-Almanya-mRNA aşısı), Moderna (ABD-mRNA aşısı), Oxford AstraZeneca (Birleşik Krallık-Viral vektör aşısı), Gameleya-Sputnik V (Rusya-Viral vektör aşısı), SinoPharm (Çin-İnaktif aşı),SinopharmWuhan(Çin-İnaktif aşı), Cansino (Çin-Viral vektör aşısı), SinoVac (Çin), BharatBitech (Hindistan-İnaktif aşı), VectorInstitute (Rusya-Protein subunit aşısı) olarak sıralanabilir.
COVID aşıları için sözü edilen faz 1, 2, 3 neyi ifade etmektedir?
Aşılar ve ilaçlar geliştirilirken belirli aşamalardan geçilir; gönüllüler üzerinde çalışmalar yapılır. Faz 1’de 20-80 arasında gönüllüde "güvenlilik" verisi araştırılır.
Faz 2’de 100-300 gönüllüde “etkinlik ve güvenlilik” araştırılır.
Faz 3’te, birinci ve ikinci aşamayı geçmiş aşılar, 1000-3000 gönüllünün dahil edilmesiyle yapılır. Faz 3 çalışmaları genellikle plasebo kontrollü olarak, çok merkezli, çok uluslu, randomize ve çift kör olarak planlanır. “Çift kör”den kastedilen araştırmacının da gönüllünün de aşı mı plasebo mu uygulandığını bilmemesi anlamına gelmektedir. Faz 3 çalışmaların amacı, etkinliğin kanıtlanması ve yan etkilerin izlenmesidir.
Faz 3 aşaması tanımlanan aşılar ruhsat alır ve yaygın uygulanmaya başlar. Bu yaygın kullanım sırasında elde edilen veriler faz 4 verileri olarak değerlendirilir.
COVID aşıları, nasıl bu kadar hızlı hazırlanabildi?
COVID Hastalığının etkeni olan SARS-CoV-2 virüsünün genom yapısı yani genetik materyalinin tamamı, hastalık dünyaya duyurulduktan sadece 10 gün sonra, 10 Ocak 2020 tarihinde ortaya konmuş ve tüm dünyanın görebileceği bir şekilde açıklanmıştır.
Koronavirüs ailesine ilişkin çalışmalar daha önceden de yürütülmekte olduğundan virüsün üretilebileceği hücre kültürü modelleri kullanılmakta idi ve virüsü laboratuvarda hızla üretmek mümkün olmuştur. Virüs, hücre kültüründe üretilebildiği için inaktif aşılar da hızlıca üretilmiştir. Birinci SARS virüsünün ACE-2 reseptörlerine bağlandığının bilinmesi ve SARS-CoV-2’nin de bu reseptöre bağlandığının kanıtlanmasıyla, virüsün hücre içine girişini sağlayan S (Spike) proteinin önemi anlaşılmış ve genetik dizilim de bilindiğinden S proteini hedef alan mRNA aşıları geliştirilmeye başlanmıştır. Hayvan deneylerine geçildiği aşamada daha önce edinilen bilgilerle hazırlanmış olan hayvan modellerinde çalışmalar hızla yapılabilmiştir. ,
İnaktif aşı teknolojisi özellikle grip aşısı nedeniyle bilinmekteydi, viral vektör aşı çalışmaları da, başka hastalıklar için, pandemiden önce başlamıştır. RNA teknolojisi ile aşı geliştirme çalışmaları da 2008 yılında beri sürmektedir. Bu hızlı gelişmelerden sonra Moderna aşısının faz 1 çalışmalarına Mart sonunda başlanmıştır. Ekonomik olarak sürecin ülkelerin desteğiyle ilerlemesi, bürokratik süreçlerin hızlandırılması aşıların görülmemiş bir hızla klinik kullanıma girmesini sağlamıştır.
Türkiye’de hangi COVID aşıları bulunmaktadır? Etkinlikleri nasıldır?
Türkiye’de Pfizer/BionTech firmasının BNT161b2 adlı aşısının ve Sinovac firmasının CoronaVac aşısının faz 3 çalışmaları yürütülmüştür. Ülkemizde şu anda Sinovac firmasının CoronaVac aşısı uygulanmaktadır. Aşının etkinliği Brezilya’da yürütülen çalışmalar sonucunda %78 olarak açıklanmıştır. Türkiye’de yürütülen faz 3 çalışmanın ara sonuçları da %91 olarak açıklanmıştır.
Aşılar güvenli midir?
COVID aşılarına yönelik gerek yürütülen klinik çalışmalarda gerekse mevcut aşı uygulamalarında ciddi yan etkilere rastlanmamıştır. Aşılama sonrasında görülen yan etkiler sıklıkla hafiftir.
Yorgunluk, baş ağrısı, ateş, titreme, kas/eklem ağrısı, kusma, ishal, aşı uygulanan bölgede ağrı, kızarıklık, şişlik gibi yakınmalar en sık bildirilen istenmeyen etkilerdi. Nadir de olsa alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir.
Aşıların uzun süre sonra ortaya çıkacak istenmeyen etkileri var mıdır?
Hayır, aşıların uzun dönemde ortaya çıkması beklenen yan etkileri yoktur.
Yeni aşılardaki mRNA teknolojisi genlerde değişikliğe yol açar mı?
Aşı ile virüsün S proteini sentezletmek için verilen mRNA molekülü, vücutta çok hızlı bir şekilde parçalanır yani aşı olan kişinin genetik yapısına yerleşemez.
Aşıya ilişkin yan etki olduğunda nasıl bir yol izlemek gerekir?
Aşılara bağlı yan etkiler çoğunlukla hafiftir ve yakınmalar, ağrı kesici/ateş düşürücülerle düzelmektedir. Ancak alerji gibi bir durum olduğunda veya rahatsızlık hissedilmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması ve hekime yakın zamanda aşı olunduğu bilgisinin iletilmesi gerekmektedir.