Koronavirüs Pandemisi tüm insanlığı, pek çok yönden, derinden etkiledi. Pandeminin etkileri üzerine basılı ve görsel medyada yoğun bir bilgi akışı oldu. Bilimsel alan yazınında da en önde sağlık alanı olmak üzere, pek çok bilimsel araştırma ve değerlendirme yer almıştır. Koronavirüs enfeksiyonunun doğrudan kendisiyle ilgili yayınların dışında, belki de en çok ele alınan konulardan birisi ruh sağlığı ile ilgili olan yönleri oldu. Pandemi ciddi bir toplum ruh sağlığı tehdidi halini aldı. Bireysel anlamda da önemli bir stresör olarak, ruhsal hastalıkların tetikleyicisi olduğu gözlenmiştir. Uyku da, hem ruhsal hastalıklar içinde bir hastalık grubu olarak hem de ruhsal hastalıkların bir belirtisi olarak üzerine düşünülmesi/tartışılması gereken temel konulardan birisidir.
Uyku bozukluklarının ruhsal hastalıkların içinde önemli bir yer tuttuğu aşikardır. Ancak, daha da önemlisi, uyku bozulması –artma ya da azalma yönünde olsun- psikiyatrik hastalıkların ana belirtileri arasında yer alır. Major depresif bozukluk, yaygın kaygı bozukluğu, iki uçlu duygudurum bozuklukları gibi yaygın görülen psikiyatrik hastalıklarda uyku bozulması sık görülen ana belirtilerden birisidir. Yine travma sonrası stres bozukluğu, uyum bozukluğu gibi stresli yaşam olaylarıyla ilişkili bozukluklarda da sık rastlanır. Pandeminin pek çok yönden bu hastalıkların seyrine olumsuz etkisi olmuştur. Pandemi döneminde sağlık sisteminin ciddi şekilde artan yükünün getirdiği sağlık hizmeti sunumuna dair zorluklar, bulaş endişesiyle ilişkili sağlık kurumlarına gitmeye dair insanlarda oluşan endişe ve enfeksiyonun yayılmasına dönük yasakların getirdiği izolasyon hali ruhsal hastalıkların başlama ve alevlenmesine dönük erken tanı ve tedavisini zorlaştırmıştır. Bunun yanında özellikle pandemi döneminin doğurduğu koşullar, insanların sosyal etkileşimine dönük zorluklar oluşturmuş ve bu ciddi bir stresör olarak etki etmiştir. Dahası, yine bu dönemin koşulları içinde ciddi ekonomik olumsuzlukların tetiklemesi riski artmış ve ekonomik zorluklardan kaynaklanan stres de en az pandemi kadar yaygın bir şekilde hissedilmiştir. Stresin tetiklediği sorunlar uyum bozukluğu görülme riskini önemli ölçüde artırmaktadır. Depresyon, anksiyete ve uyum problemleri uykuya dalma, uykuyu sürdürme, sabah erken uyanma, gün içinde yorgunluk ve uyuklama gibi belirtilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Uykuda bozulmanın bir belirti olarak gözlendiği pek çok psikiyatrik hastalıkla ilgili yukarıdaki durum söz konusu olsa da uyku üzerine pandeminin etkileri bununla kalmayabilir. Pandeminin getirdiği sosyal izolasyon, evden çalışma, çalışma düzeninde değişiklikler, sokağa çıkma yasakları ve etkinlik alanının (tatil gezilerinin azalması, gündelik gezilerin yapılamaması, kapalı mekanların kapanması ve bu alanlardaki, spor eğlence ve sanat faaliyetlerine katılamama) daralması gündelik yaşam düzeninde etkilenmesine neden olmaktadır. Biyolojik olarak düzenlense de, gün içi yaşam tempomuzdan etkilenen uyku uyanıklık döngüsü mevcut koşullar içinde, değişen tempoyla paralel değişim gösterebilir. Bunun yansıması, daha geç yatmak, sabahlamak, uyku ortamının evin her yeri haline getirmek (normalde uyku için olan yerin hep aynı olması önemlidir), televizyon, bilgisayar karşısında uyumak /uyuklamak, sabah geç kalkmak (hatta öğleden sonralara sarkabilen uyanma saatleri) gibi uykunun düzeninde ciddi değişikler şeklinde olabilir. Uyku döngüsü hormonal döngü ile yakından ilişkilidir. Sabahın eken saatlerinde salınan stres hormonları ve bu hormonlarla yönetilen metabolik süreçler, esas olarak, uyanık olarak geçirilen dönemdeki hareketliliği ve aktivite halini desteklemeye dönüktür. Uyku uyanıklık döngüsündeki değişiklikler, gün ışığından faydalanmanın azalmasıyla da ilişkili bir şekilde, bireyin gündelik aktivitesinin (zihinsel ve bedensel aktivite) olumsuz etkilenmesinde rol oynayabilir. Bu durumda da kişiler kendilerini, gergin, çökkün, yorgun hissedebilirler. Günlük uyku düzenini bozmamak, sabah uyanma saatini geç saatlere, kesinlikle, kaydırmamak, gece uykuya direnmemek ve uyku gelmeden de yatmamak gerekir. Bu öneriler basit gözükse de kişinin ruh sağlığı açısından büyük fayda sağlayacak öneriler olarak düşünülebilir ve pandemi döneminin stres yükü dikkate alındığında önemi daha da belirginleşmektedir.