Nöroloji Anabilim Dalı - Parkinson ve Tremor Birimi

Parkinson Hastalığı

Parkinson hastalığı, tüm etnik gruplarda görülen, erkeklerde kadınlara oranla biraz daha fazla görülen bir hastalıktır. Görülme sıklığı 65-90 yaşları arasında artmaktadır. Tüm popülasyonun %0.3’ünü (binde 3) etkilemekle beraber, bu oran 65 yaşın üzerinde %3’e yükselmektedir.

Hastaların %5-10’unda belirtiler 40 yaşın altında ortaya çıkmaktadır. Hastalığın temel belirtileri titreme, kas sertliği ve hareketlerde yavaşlamadır. İlk ortaya çıkan belirti genellikle tek bir parmak ya da elde titremedir. Bazen el yazısında harflerde küçülme, bazen de donuk yüz ifadesi ilk belirti olabilmektedir. Titreme, zamanla aynı taraf bacağa ve karşı ele de geçebilir. Sıklıkla hastalıktan vücudun bir yarısı baskın olarak etkilenir. Titreme dinlenirken ortaya çıkar, uyurken kaybolur; sinirlilik, aşırı zihinsel aktivite ve yorgunluk titremeyi arttırır. Parkinson hastalığında baş ya da ses titremesi olmaz.

 

Kas sertliği genellikle hastaların yakınmadıkları ama doktorun muayene sırasında belirlediği bir bulgudur. Sertlik boyun kaslarından başlar ve başın gövdenin önünde tutulmasına sebep olur. Dinlenme ve pasif hareketler sırasında gevşek olması beklenen eklemlerde direnç (rijidite) hissedilir. Rijiditeden en çok el, ayak bileği, dirsek veya diz gibi eklemler etkilenir. 

 

Kaslar sertleştiği için bükülü kolun açılması sırasında, dişli çark hareket ettiriliyormuş hissi alınır. Hareketler yavaşlamış, yani hareketlerin ardı sıra tekrarı ve eklemlerin hareket açıklığı azalmıştır. Güç kaybı olmamasına rağmen hasta tutukluk nedeniyle günlük işlerini yapmakta zorluk çekmeye başlar. Hareketlere başlamakta güçlük çeker, küçük adımlarla yürür ve sağa sola dönmekte zorlanırlar. Yüz kaslarının da yavaş hareket etmesi nedeniyle mimikler azalır ve ifade donuklaşır (maske yüzü). İlerleyen hastalıkla beraber akinezi denilen tam bir hareketsizlik hali ortaya çıkabilir. Ayrıca her hastada ortaya çıkmayabilen diğer belirtiler olarak sınıflayabileceğimiz durumlar da vardır. Bunlar:

 

Duruş değişiklikleri: Hastanın boynu öne eğilir, el, ayak bileği, dirsek veya diz gibi eklemleri bükülü bir duruma gelir.

 

Parkinson hastalığına özgü konuşma biçimi: Konuşma monoton bir hal alır, bazen hızlı, bazen de yavaş ama her iki durumda da duygu içermez, hastanın söyledikleri anlaşılmaz olur. Hasta eğer konuşma ile ilgili bir iş yapmıyorsa bu durumu fark etmeyebilir.

 

Yürüme bozukluğu: Küçük adımlarla, yavaş ve kollarını sallamadan yürür. Dönüşlerde baş ve gövde birlikte bir blok halinde döner. Yürürken kilitlenme (donma) ve bazen de öne doğru eğik postürde hızla yürüyüp duramamaya bağlı düşmeler ortaya çıkabilir.

 

Yutma zorluğu: Yutak ve yemek borusu kasları da yavaşladığı için yutulan gıdalar boğazda dizilmiş gibi hissedilir, katı ve sıvıları yutmakta eşit derecede sorun yaşanır.

 

El yazısının bozulması: Hastaların el yazısı değişir, tipik olarak büyük başlayan harfler gittikçe küçülür ve yazının okunması güçleşir (Mikrografi).

 

Parkinson Hastalığında Tedavi

Hasta bir nörolog ve bazen de bir fizyoterapist tarafından düzenli olarak kontrol edilerek tedavi edilmelidir. Parkinson hastalığı tedavisinde kullanılmakta olan ilaçlar beyinde eksilmiş olan dopamini ya yerine koyar ya da onun etkisini taklit eder. Kimisi de dopaminin kimyasal yolla parçalanmasını engelleyerek etkisini arttırır. İlaçların ömür boyu, düzenli olarak alınması gerekmektedir. Eğer ilaçlar hekimin tavsiyesi dışında kesilecek olursa, hastalık belirtileri er ya da geç tekrar başlayacağı gibi, ilaçların ani kesilmesi seyrek olarak hayatı tehdit eden durumlara yol açabilmektedir.

 

İlaçlar kadar fizik tedavi veya egzersizler de sıklıkla yararlı olmaktadır. Parkinson hastalığında özel bir diyet veya vitamin tedavisi önerilmez. Bir Parkinson hastasında tedavinin hedefi, öncelikle hastalığın seyri boyunca hastanın günlük yaşamında aktif, üretken ve bağımsız kalabilmesini sağlamaktır.

 

En iyi tedaviye rağmen hastalık yavaş yavaş ama sürekli ilerlediği için tedaviyle önceden düzelmiş olan bazı belirtiler zamanla tekrar ortaya çıkabilmekte veya zaman içinde yeni belirtiler eklenebilmektedir. Parkinson hastalığında uygulanan çeşitli tedaviler ile aynı hastada her belirti eşit olarak düzelmeyebilir, kimisinde bazı belirtiler tamamen düzelirken bazıları daha az yarar görür, kimisi ise hiç düzelme göstermez.

 

İlaçların Yan Etkileri

 

Bazı hastalar Parkinson hastalığında kullanılan ilaçlara karşı diğerlerinden daha duyarlıdır ve yan etkiler bu kişileri diğerlerinden daha çok rahatsız eder. İstenmeyen yan etkiler özellikle ileri yaşta ve çok sayıda ilaç kullanan hastalarda ile genellikle yüksek dozlarda ortaya çıkar. Tek bir ilacın dozunu ayarlayarak yapılan tedavi çok sayıdaki ilaçtan daha kolaydır ve bu tedaviye hasta uyumu da kolay elde edilir. Ayrıca ikiden fazla ilaç tedavilerinde istenmeyen yan etkiler oluşursa, hangi ilacın sorumlu olduğu bilinmediği için hangisinin kesileceğini ya da azaltılacağını belirlemek zor olur. Tedavinin amacı istenilen etki ile istenmeyen yan etki arasındaki en iyi dozu bulmaktır. Genellikle zararsız olan yan etkiler ilacın günlük miktarının azaltılmasıyla düzelir. Bununla birlikte çoğu kez tedavinin ilk günlerinde beliren bazı yan etkiler doz değişikliği yapılmamasına karşın bir-iki haftada kaybolur. Eğer yan etkiler sürüyorsa ve ilacın dozu azaltılmak istenmiyorsa o zaman yan etkinin türüne göre düzeltici başka bir ilaç eklenebilir.