Organ nakli, son dönem organ yetmezliğindeki hastalar için günümüzdeki en etkin tedavi yöntemidir. En sık yapılan nakillerden biri olan böbrek nakli, diğer tedavi yöntemlerine göre hasta sağ kalımını ve yaşam kalitesini arttırması nedeniyle son dönem böbrek yetmezliğindeki hastalarda en çok tercih edilen tedavi şeklidir. Hücre doku veya organ nakli işlem zinciri çeşitli birimlerin yer aldığı bir ekip çalışmasıdır. İmmünolojik çalışmalar bu zincirin önemli bir halkasıdır. Yapılan çalışmalarla alıcı adayı hasta ile verici (donör) adayı arasında doku uyumunun olup olmadığı, verici adayına karşı erken dönemde nakledilen organ/doku reddine neden olabilecek hücresel ve salgısal bileşenlerin varlığı ve niteliği araştırılmaktadır. Nakledilen organ ya da dokunun yaşamının ve işlevselliğinin devamı için nakil öncesi alıcı ve vericinin tüm immünolojik testlerinin güncel ve modern yöntemlerle belirlenmesi ve yorumlanması en uygun vericinin belirlenmesini sağlar.
Hastanemiz Doku Tipleme ve Transplantasyon Laboratuvarı’nda Solid Organ (Böbrek, Karaciğer ve Kalp) Nakli ve Hematopoetik Kök Hücre Nakline (HKHN) hazırlanan hastalar ile onların potansiyel vericileri için Doku Tipleme Testleri (HLA), Anti-HLA Antikoru Testleri (Panel Reaktif Antikor (PRA), Tek Antijen Tanımlama (Single Antigen:SA), C1Q ve Lenfosit Çapraz Karşılaştırma Testleri (Cross-Match) testleri yapılmaktadır.
* Doku Tipleme Testleri (HLA): PCR-SSP ve PCR-SSO yöntemleri ile düşük çözünürlükte, NGS ve SBT yöntemi ile de yüksek çözünürlükte HLA (İnsan Lökosit Antijenleri - Human Leukocyte Antigens) Tiplemesi yapılmaktadır.
* HLA, çekirdekli (nükleuslu) hücrelerin yüzeyinde bulunan proteinler grubudur. Bu proteinler vücudun bağışıklık sisteminin kendinden olan hücreleri tanımasına, “kendinden olan ve olmayan” hücreleri ayırt etmesine yardımcı olur. Her kişide HLA antijenlerinin kalıtsal bir bileşimi mevcuttur. Her birey HLA antijenlerini anne ve babasından eş ağırlıklı olarak yarı yarıya almıştır. Her bir antijenin varlığı veya yokluğu her kişi için ayırt edici bir HLA kombinasyonu oluşturur. Genel olarak HLA antijenleri Sınıf I (HLA -A,-B,-C) ve Sınıf II (HLA -DR,-DP,-DQ) olmak üzere sınıflandırılır.
* Organ nakillerinde, alıcı ile donör (verici) doku grupları arasındaki uyum, bağışıklık sistemimizin yabancı olarak tanıdığı nakledilen dokuya karşı çok güçlü bir şekilde yanıt verir.
Alıcı-verici arasındaki HLA uyumu nakil sonrası hasta ve greft sağ kalımını etkileyen önemli parametreler arasındadır. HLA Doku Tipleme testleri hem organ naklinde hem de HKHN’de, ilk basamakta nakil öncesi hasta ve verici adayı arasındaki doku uyumlarının belirlenmesi ve en uygun verici adayının seçilip organ/doku reddinin ve ileri aşamada yapılacak ağır immünsüpresif tedavilerin azaltılması amacıyla ikinci basmakta ise nakil sonrasında da gelişebilen (de-nova) anti-HLA antikorlarının donöre spesifik olup olmadığının belirlenmesi amacıyla değerlendirilmektedir.
* Anti-HLA Antikoru Testleri: Luminex yöntemleri PRA ve LSA testleri ile anti-HLA antikorları araştırılmaktadır.
HLA ya karşı oluşmuş olan antikorlara anti-HLA antikorları (Panel Reaktif Antikor - PRA) denir. Kan Transfüzyonu, Gebelik (Özellikle Multiparlarda), Hücre Doku veya organ nakilleri (2. veya 3. nakline hazırlanan hastalar) genel olarak HLA antijenlerine karşı antikor oluşumuna neden olmaktadır (PRA duyarlılığının nedeni bilinmeyen bir hasta grubu da mevcuttur).
Kan transfüzyonu yapılan hastalar farklı doku grubu özellikleri olan insanlardan kan aldıkları için bağışıklık sistemleri bu doku gruplarına karşı antikorlar oluşturabilir. HLA antijenlerine karşı oluşmuş Anti-HLA antikorları doku ve organ naklinin sonrasında hızlı ya da geç tipte bağışıklık sistemi reaksiyonlarına yol açıp nakledilen organ/doku ve hasta yaşamını tehdit edebilir.
Annenin bağışıklık sistemi, babadan fetüse geçen ve anne için yabancı olan HLA karşı antikorlar oluşturur. Annenin gebelik sayısı arttıkça HLA antikorlarının gelişme riski de artar.
HLA antikorlarının varlığını saptayabilmek için ilk basamakta PRA Sınıf I (HLA A,-B,-C) ve Sınıf II (HLA DR,-DQ) için tarama testi yapılır. PRA testleri hasta serumunda, Sınıf I ve Sınıf II HLA antijenlerine karşı oluşmuş IgG sınıfı antikorların saptanmasını sağlar.
PRA pozitifliği saptanan hastalar için PRA Tanımlama testi çalışılarak antikorlar belirlenir. Saptanan antikorların Donör Spesifik Antikor (DSA) olup olmadıklarının belirlenmesi hastaya yapılacak tedavinin ve takibinin planlanmasında önem taşımaktadır. Bu durumda Tek Antijen Tanımlama (Single Antigen:SA) çalışmasıyla DSA varlığı araştırılır.
* Çapraz Karşılaştırma (Cross Match - XM) Testleri: Organ nakillerinde ve özellikle böbrek nakillerinde yapılan Cross-Match testleri Komplemana Bağlı Hücre Ölümü (Serolojik Cross Match- CDC-XM) Testi ve Akan Hücre Ölçerle Çapraz Karşılaştırma (Flow Cross Match- FC-XM) Testi yöntemleri ile 2 farklı şekilde çalışılmaktadır. CDC-XM ve FC-XM testlerinde canlı verici lenfositleri kullanıldığından “Lenfosit Cross Match (LXM)” olarak da ifade edilir.
Doku grubu uyumlu vericisi olan, Panel Reaktif Antikoru negatif olan hastalarda, tüm uyuma rağmen alıcı ve verici arasındaki minör uyumsuzluklardan kaynaklanabilecek bağışıklık cevaplarını test etmek amacıyla, verici seçiminden sonra alıcı ve vericinin serum ve hücreleri karşılıklı olarak bir araya getirilir. Bu test nakil sonrası kısa sürede gelişebilecek ve greft reddine neden olabilecek immünolojik reaksiyonları belirlemek amacıyla çalışılır.
Çapraz karşılaştırma (Cross-match; XM), alıcı (hasta) serumunda vericinin hücrelerindeki HLA ya karşı antikor oluşup oluşmadığını tespit edebilmek amacıyla yapılan testlerdir. CDC-XM testinin temeli, verici hücrelerinin (genellikle periferal kan, dalak ve lenf nodundan elde edilen lenfositler) elde edilmesi ve dışarıdan eklenen kompleman eşliğinde verici hücrelerinin alıcı serumuyla karşılaştırılması prensibine dayanır.
Akım sitometri yöntemi, hücre veya partiküllerin akmakta olan bir akışkanın içindeyken karakteristiklerinin ölçülmesidir. Akan Hücre Ölçer Cihazı ile hücrenin büyüklük, granülarite gibi fiziksel özellikleri olabildiği gibi, hücre ya da partikülün immunfenotipi, DNA iceriği, enzim aktiviteleri, hücre membran potansiyeli, canlılığı gibi çeşitli özellikleri hakkında bilgi toplanabilir.
FC-XM ile anti-HLA antikorlarının lenfositlere bağlanması belirlenmekte olup, kompleman aracılı olmayan sitotoksik hücre ölümünün akan hücre ölçer ortamında tespit edilmesini aynı anda sağlayan bir tekniktir.
Organ ve doku nakli öncesi hasta ve vericiye ait sonuçların değerlendirilmesi, klinik olarak anlamlılığının sağlanması ve risklerin belirlenmesi, hasta ve organ sağ kalımı için kritik öneme sahiptir.
* Lenfosit Alt Grupları: Lenfositler, immün sistemin temel hücre gruplarından biridir. Lenfositler ve bunların ürünleri, bağışıklık sisteminin hücresel ve humoral bileşenlerinin en önemli kısmını oluşturur. Lenfositler başlıca T Hücreleri, B hücreleri ve NK (Naturel Killer) hücreleri olmak üzere üç ana gruba ayrılır. Laboratuvarımızda özellikle nakil sonrası hasta takiplerinin immünfenotiplendirme basamağı akım sitometri yöntemi ile yapılmaktadır.
Organ veya doku nakli yapılmış hastalarda özellikle nakil sonrası dönemde akım sitometri yöntemi ile immünmonitörizasyon testi çalışılarak, periferik kandaki hücreler ve lenfosit alt grubu hücreleri değerlendirilmektedir.