Akciğer kanseri; akciğerlerde anormal hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalması sonucu ortaya çıkar. Kanser hücreleri akciğerlere, komşu dokulara veya vücudun diğer bölgelerine yayılabilir.
AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER
Akciğer kanserine neden olan faktörler arasında başta sigara olmak üzere, asbest, radyasyon ve radon gazı maruziyeti, genetik yatkınlık,
hava kirliliği, akciğerde sigaraya bağlı diğer hastalıkların olması ve akciğerde nedbe dokusu gelişimine neden olan bir hastalık geçirme öyküsü sayılabilir.
Akciğer kanserlerinin % 80-90’ında neden SİGARAdır. Sigaraya başlama yaşı, sigara icme süresi ve günlük içilen sigara miktarı kanser riskini etkiler. Sigara içen bir kişide akciğer kanseri riski, içmeyen bir kişiye göre yirmi-yirmibes kat fazladır. Sigara bırakıldığında akciğer kanserine yakalanma riski gittikçe azalmakta, beş yıl sonunda sigara içenlerin yarısı oranına inmektedir. Pipo, puro içen kişilerde de, içmeyenlere göre akciğer kanserine yakalanma riski daha fazladır.
Kendisi sigara içmeyen ancak uzun süre sigara dumanına maruz kalanlarda (pasif içicilik) da akciğer kanseri riski artmaktadır.
AKCİĞER KANSERİNİN BELİRTİLERİ
Akciger kanseri belirtileri genellikle erken dönemde ortaya çıkmadığından. birçok durumda rastlantısal olarak çekilen akciğer
filmleri ile saptanır. Akciğer kanserinin belirtileri; akciğer kanserinin kendisine, hastalığın göğüs kafesi içinde yayılımına, uzak organlara
yayılımına veya kanser hücreleri tarafından salgılanan hormon benzeri bazı maddelere bağlı olabilir. Sık görülen belirtiler:
• Düzelmeyen öksürme
• Balgamla karışık kan tükürme
• Açıklanamayan halsizlik
• Nefes darlığı
• Boyunda veya yüzde şişme
• Tekrarlayan bronşit, zatürre atakları
• İştah veya kilo kaybı
• Ses kısıklığı
• Göğüs, sırt veya omuzda ısrarlı ağrı
AKCİĞER KANSERİNİN TANISI
Tanı için yapılacak incelemeler:
Akciğer grafisi: Akciğer kanseri tanısında en çok kullanılan aşamadır.
Bilgisayarlı akciğer tomografisi: Akciğerde kansere bağlı olabilecek belirtilerin ortaya çıkarılmasında akciğer grafisinden daha duyarlı bir
görüntüleme yöntemidir. Üç boyutlu değerlendirilerek, tümörün damarsal ve komsu diğer yapılar ile ilişkisi gösterilir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme: Her hastada kullanilmaz ancak tümörün yerleşimi ile ilgili bazı özel bilgileri elde etmek için istenir.
Pozitron Emisyon Tomografisi (PET, PET-BT): Vücut hücrelerinin şekeri kullanması esasına dayanır. Tüm vücutta radyoaktif şekeri tutan
tümör hücrelerinin görüntülenmesini sağlar. Kitlelerin iyi huylu-kötü huylu ayrımında, kanserin evrelendirmesinde, tekrarlayan kanser
odaklarının saptanmasında veya tedaviye yanıtın izlenmesinda kullanılabilen bir görüntüleme yöntemidir.
Sintigrafik yöntemler: En sık uygulanan tüm vücut kemik sintigrafisi, kanserin kemiklere yayılımını değerlendirir.
Biyopsi: Mikroskop altında değerlendirmek üzere hastalıklı bölgeden örnek doku alınmasıdır. Biyopsi örneği, göğüs duvarından akciğerlere
bir iğne ile ulaşılarak, bronkoskop ile veya küçük cerrahi bir kesi ile elde edilebilir.
Bronkoskopi: Bronkoskop olarak adlandırılan ışıklı-kameralı bir cihaz aracılığıyla akciğerlerdeki hava yollarının gözlenmesi esasına
dayanır. Anormal görünüm veya tümör saptanırsa biyopsi alınır.Transtorasik biyopsi Akciğerlerin göğüs duvarına yakın bölümlerine yerleşen kitlelerde ultrasonografi veya BT kullanılarak, bir iğne yardımıyla kitleden örnek alınması
Mediastinoskopi: İki akciğer arasındaki mediasten olarak adlandırılan bölgenin gözlemlenerek, buradaki lenf bezlerinin alınmasıdır. Bu
işlemde amaç kanser hücrelerinin mediasten lenf bezlerine yayılıp yayılmadığının değerlendirilmesidir.
AKCİĞER KANSERİNİN TİPLERİ
Akciğer kanserlerinin; küçük hücreli ve küçük hücreli dışı olmak üzere başlıca iki tipi vardır.
Küçük hücreli akciğer kanseri; Akciğer kanserlerinin % 15-25’ini oluşturur. Oldukca hızlı büyür ve erken dönemde uzak metastaz (
yayılım) yapabilir.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri; Akciğer kanserlerinin % 70-75’i bu gruba girmektedir. Başlıca üç alt grubu vardır: Epidermoid kanser,
adenokanser, büyük hücreli kanser
AKCİĞER KANSERİ EVRELEMESİ
Hastalığın yaygınlığının ve uygun tedavi yönteminin belirlenmesi için yapılan değerlendirmedir. Bu değerlendirme sonucuna göre; cerrahi,
radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi (ilaç tedavisi) gibi tedavi yöntemlerinin seçimi hakkında karar verilir. Küçük hücreli akciğer kanserinde evreleme; sınırlı ve yaygın hastalık olarak yapılır. Küçük hücre dışı akciğer kanseri ise Evre I-IV arasında dört evrede değerlendirilir. Evre IV’de göğüs kafesi dışındaki organlara, karşı akcigere veya akciğer ve kalp zarına yayılım söz konusudur.
AKCİĞER KANSERİ TEDAVİSİ
Evrelere göre tedavi yaklaşımları
Küçük hücreli akciğer kanseri
• Sınırlı hastalık: Kemoterapi ile birlikte radyoterapi uygun tedavi
yaklaşımıdır
• Yaygın hastalık: Başlıca tedavi yöntemi; kemoterapidir.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri
• Evre I : Bu evrede tümör ve lenf bezlerinin cerrahi olarak çıkarılması
• Evre II: Tümör ve lenf bezlerinin ameliyat ile çıkarılmasının ardından gerekirse kemoterapi ve/veya radyoterapidir
• Evre IIIA: Bu evrede ameliyat, radyoterapi ve kemoterapi farklı sıralamalarla uygulanabilir.
• Evre IIIB : Radyoterapi ile birlikte kemoterapi uygun yaklaşımdır
• Evre IV: Bu evrede kemoterapi veya destek tedavi uygulanabilir
Cerrahi tedavi
Genellikle sınırlı evredeki hastalığın (Evre I, II, bazi evre III) tedavisinde uygulanır. Akciğer kanserli hastaların %10-35’inde cerrahi
tedavi uygulanabilmektedir. Ancak uygulanan cerrahi tedavi her zaman kesin tedavi anlamına gelmemektedir. Ameliyat öncesi yapilan tetkiklerle goruntulenemeyen hücre düzeyinde yayılmış tümör, ameliyat sonrası dönemde ortaya çıkabilmektedir.
Kemoterapi (İlaç tedavisi)
Kemoterapi vücuttaki tüm kanser hücrelerini yok etmek amacıyla özel ilaçlar kullanılarak yapılan bir tedavi şeklidir. Kemoterapi, yukarıda da
belirtildiği gibi kanser tedavisinde tek başına, cerrahi tedavi veya radyoterapi ile birlikte uygulanabilir ve kanser hücrelerinin ölümüne neden olur.
Kemoterapi, genellikle 3-4 haftada bir verilir. Genellikle birkaç ilaç birlikte uygulanır. Kemoterapi kanser hücrelerini etkilerken, vücutta hızlı çoğalan sağlıklı hücrelere de etki eder ve bu etkilere bağlı olarak bazı yan etkileri ortaya çıkar. Normal hücreler kendilerini yenilediklerinden yan etkiler genellikle geçici olmaktadır.
Kemoterapiye bağlı sık görülen yan etkiler:
• Yorgunluk
• Bulantı, kusma
• Saç dökülmesi
• Ağız yaraları
• İshal
• İlacın kemik iliği üzerine etkileri ile kan hucreleri sayisinda azalma
• Ellerde ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
• Kemoterapinin uygulandığı yerde deride kızarma
Radyoterapi (Işın tedavisi)
Hızlı bölünen kanser hücrelerinin X ışınları ile öldürülmesi esasına dayanır. Bu tedavi uygulandığı bölgedeki tümör hücrelerini
öldürmektedir. Tümör hücreleri bu tedaviye normal hücrelerden daha fazla duyarlıdır, bu nedenle daha fazla ölürler. Etkilenen bölgedeki normal hücreler hızla kendilerini yenilerler.
Radyoterapi sonrası sık görülen yan etkiler:
• Halsizlik
• Tedavi bölgesindeki deride kaşınma, soyulma, kızarıklık, kıllarda dökülme
• İştahsızlık
• Öksürük, balgam çıkarma, boğaz ağrısı, yutmada güçlük ( genellikle tedavinin 2-3. haftasından sonra