Tüp Bebek Merkezi

Tüp Bebekte Kullanılan Bazı Yüksek Teknolojiler


Tüp bebek laboratuvarımız hastalarına dünya standartlarında bir hizmet sunabilmek ve güvenilir bir şekilde sürekli artan bir başarı oranına ulaşmak için alanındaki tüm yenilikleri takip etmekte ve bunları uygulamaya koymaktadır.

 

PGT (Preimplantasyon Genetik Tanı)

Kimi zaman çocuk sahibi olmakta zorlanan çiftlerde, kimi zaman kendiliğinden gebe kalan ancak tekrarlayan düşükleri olan çiftlerde sağlıklı bir bebeğe ulaşamama nedeni genetiği normal olan bir embriyo oluşturamamak olabilir. Kimi zamansa kendilerinde, ailelerinde ya da önceki çocuklarında genetik hastalığı olan çiftler, bir kez daha böyle bir sorun yaşamamak için bu genetik hastalığın olmadığı kanıtlanmış embriyolara ulaşmak isteyebilirler. İşte bu nedenle artık günümüzde tüp bebek tedavisi sonucu elde ettiğimiz embriyoların genetiklerini inceleyebiliyor, genetiği büyük oranda normal olduğu gösterilmiş embriyoları seçerek daha sağlıklı ve daha yüksek oranda gebelikler elde edebiliyoruz.

 

Time Lapse (Embriyoskop)

Yumurta toplama işlemi sonrası elde edilen oosit ve erkek eşten alınan sperm, laboratuvar ortamında birleştirildikten sonra döllenmesi ve gelişiminin takibi için inkübatör adı verilen vücuttaki ortamı kopyalanarak oluşturulan ortamlarda saklanır ve her gün çıkarılıp incelenir. Embriyoların tüp bebek laboratuvarlarında geçirdikleri ortalama 5 gün sonundaki amaç, normal ve anormal döllenen yumurtaları ayırt etmek, embriyonun bölünme aşamalarını kontrol etmek, hızlı veya yavaş gelişen embriyoları takip etmek ve böylece transfer edilecek en iyi embriyoları seçerek gebelik şansını arttırabilmektir. Ancak bu aşamaların takibi için embriyolar, sabit ısı, karbondioksit, oksijen ve azot seviyelerine sahip, kültüre edildikleri inkübatörlerden belirli zaman aralıklarında çıkarılıp, kültür koşullarını etkilememek için mikroskop altında çok kısa bir süre içerisinde değerlendirilmektedirler. Embriyo gelişiminin hızlı ve dinamik bir süreç olması nedeniyle embriyoların inkübatörlerden sık sık çıkarılması embriyo kalitesini etkileyebilmektedir. Ayrıca, embriyoların gelişim evrelerini bütünü ile izlememiz mümkün olamamakta ve embriyolar hakkındaki değerlendirmenin anlık görüntülerden alınan bilgi doğrultusunda yapılmasına neden olmaktadır.

 

Embriyoskop adı verilen yüksek teknolojili inkübatör cihazında ise oluşacak embriyo hiç dış ortama çıkarılmadan, 24 saat boyunca kamera ile izlenerek tüm gelişim basamakları tüm ayrıntısı ile incelenebilir. Ayrıca dış ortama maruziyeti minimumda tutularak embriyoların daha iyi gelişimi sağlanabilir.

Mikroçip

Klasik sperm seçme yöntemlerinde kullanılan farklı kimyasallar ve fiziksel işlemlerin kimi zaman sperm üzerinde olumsuz etki yaratabileceği, bu olumsuz etkiler neticesinde spermin kendisine zarar veren bazı maddelerin açığa çıkarak sperm DNA’sında olumsuzluklar yaratabileceği endişesi farklı sperm seçme yöntemleri çıkmasına neden olmuştur. Mikroçipler spermlerin kadın vücudunda doğal yollarla kat etmesi gereken ve doğal yollarla seçilimini sağlayan ortamının mikrokanallar içerisinde taklit edilerek, en doğal yollarla sperm seçilimine olanak sağlamak üzere üretilen bir teknolojidir.

 

Piezoelektrik

Sperm ve yumurtanın (oosit) birleştirilmesi sonrası döllenme sorunu yaşayan hastalarımızın döllenme oranını arttırmak için piezoelektrik adı verilen bir yöntem kullanılabilir. Bu yöntemle oositlerin içine mikroenjeksiyon ile sperm konulduktan hemen sonra özel bir elektrik akımı verilerek sperm ve oositin döllenme potansiyeli arttırılabilmektedir.

 

Ca-ionofor

Mikroenjeksiyonda hastanın hiçbir yumurtada döllenme olmaması, mikroenjeksiyon yapılan çiftlerin yaklaşık olarak %1-3’ünde görülmektedir. Bu grup hastalarda, yani döllenmesi hiç olmayan ya da düşük oranda olanlarda (olgun yumurtaların %30-35’in altında döllendiği hastalarda), yumurta aktivasyonunun laboratuvar şartlarında sağlanması ile döllenme oranları arttırılabilmektedir.

 

Ca- ionofor adı verilen bu metot, yumurta ve/ve ya sperm kökenli döllenme problemi yaşayan çiftlerde, umut vaat edebilecek yeni bir uygulama olarak dikkati çekmektedir. Ca- ionofor yöntemi, spermlerin tamamı globospermi (akrozom denilen, döllenmeyi sağlayan kısmı olmayan spermler) olan hastalarda da umut vaat etmektedir. Bu teknik uygulanarak yapılan tüp bebek uygulamaları değerlendirildiğinde, döllenme hiç olmayanlarda döllenmenin gerçekleştiği veya döllenme oranlarının az olanların ise arttığı gözlenmiştir.

 

IMSI (Intracytoplasmic Morphologically - Selected Sperm İnjection - Yüksek Mikroskopik Büyütmeyle Seçilmiş Sperm Mikroenjeksiyonu)

Intrasitoplazmik morfolojiye göre seçilmiş sperm injeksiyonu (IMSI); konvansiyonel tüp bebek mikroskopları ile karşılaştırıldığında özel büyütme teknikleri kullanarak spermlerin seçilmesine imkan sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntemde, kullanılan büyütmeler 6000 ve üzerine çıkarak morfolojik olarak en iyi spermlerin seçilmesine imkan sağlıyor. Bu gelişmiş yöntem sayesinde sperm hücresinde bulunan ve genetik stabilizasyonunu bozduğu bilinen vakuol (etrafı zarla çevrili boşluklar) gibi bazı hücre içi yapıların tespit edilmesi olası olup, bu defektleri göstermeyen ya da en az defekt gösteren spermler ile mikroenjeksiyon (ICSI) yapılarak, implantasyon ve gebelik oranlarını artırıp, erken dönem düşük riski ise azaltılabilmektedir.

 

Spermin embriyo gelişimine katkısı insanda iki ya da üçüncü günden sonra artmaktadır. Çünkü embriyo genomu yani sperm ve yumurtanın birleşmesiyle oluşan yeni genetik yapı bu dönemden sonra tam olarak faaliyete geçer. Genomun sağlıklı çalışmasının dolaylı bir göstergesi embriyonun blastosist evresine kadar yaşamını sürdürmesidir. Dolayısıyla IMSI yöntemi ile seçilen ve kromatinin daha stabilize olduğu düşünülen embriyoların blastosist evresine ulaşma oranlarının, IMSI kullanılmadan seçilen spermlerle oluşturulan embriyolara göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Özellikle ciddi erkek faktörü olan çiftlerde gebelik oranlarını arttırabilen bir yöntem olarak kliniğimizde kullanılmaktadır.

 

Özelleştirilmiş Kültür Mediumları

Kadından alınan oosit ile erkekten alınan sperm hücreleri mikroenjeksiyon ile birleştirildikten sonra yaşamlarını devam etmeleri için insan vücudu içerisindeki ortamları taklit edilen, onları koruyan, besleyen medium adı verilen sıvılar içerisine konularak takip edilirler. Tekrarlayan başarısız tüp bebek denemeleri olan hastalarımızda, embriyo kalitesi ve bebeğin rahime yapışma oranı (implant) düşük olan hastalarımızda kullanabildiğimiz tekniklerimizden bir diğeri de özelleştirilmiş mediumlardır. Bu özelleştirilmiş mediumlar içerdikleri özel maddelerle embriyoların oluşumuna, gelişimine ve implant oranlarına katkısı olabileceği gösterilmiştir.