Kan şekerinin yüksekliği böbreğin süzme fonksiyonunun artmasına ardından da damarlarında daralma gelişmesine neden olur ve sonucunda böbreklerde yaygın işlev bozukluğu oluşur. Diyabet nedeniyle oluşan böbrek hasarına “diyabetik böbrek hastalığı” denir. Diyabette görülen böbrek hasarının sadece damarsal bozulmayla değil, genetik yapıyla da ilgili olduğu düşünülmektedir. Diyabetik böbrek hastalığı diyabetin en önemli komplikasyonlarından biridir ve günümüzde son dönem böbrek yetmezliğine (SDBY) yol açan en sık nedendir. Diyabeti olan hastalarda böbrek hasarı oluşup oluşmadığı idrarda protein olup olmadığına, varsa miktarına ve kan tetkiklerine bakılarak araştırılabilir. Normal bir idrarda protein bulunmaz. İdrarda saptanan protein miktarının belli bir değeri aşması, ancak çok yüksek olmaması durumuna “mikroalbuminüri” denir. İdrarda “mikroalbüminüri” taramasına genellikle Tip 1 diyabetlilerde tanı konduktan 5 yıl sonra, Tip 2 diyabetlilerde ise hemen başlanır. Diyabete bağlı böbrek hasarı ilerleyici bir durumdur. Aynı kişide yüksek tansiyon (hipertansiyon) veya kan yağlarında yükseklik (hiperlipidemi) de varsa, böbrek hasarındaki ilerleme hızlanır. Bu nedenle sadece diyabetin değil, eşlik eden hastalıkların da kontrol altına alınması gerekir.
Korunma ve Tedavi
1. Kan şekeri kontrolünün sağlanması
2. Kan basıncının kontrol altında tutulması, hipertansiyon varsa tedavi edilmesi (Kan basıncı 130/80 mmHg olmalı
3. İdrar yolu enfeksiyonlarının zamanında tedavi edilmesi
4. Diyetin düzenlenmesi, protein alımının azaltılması (protein 0,8-1,0 g/kg/gün alınması)
5. Hiperlipidemi tedavisi: Kan yağlarının normal sınırlarda tutulması, kolesterol ve yağdan fakir diyet alınması
6. Düzenli egzersiz ve kilo verme.