Kış aylarında havaların soğuması ile birlikte kapalı ortamlarda geçirdiğimiz süre artar. Özellikle çocukların kaynak olduğu üst solunum yolu enfeksiyonlarının çocuklardan çocuklara, çocuklardan büyüklere sürekli bulaşmasına ve hastalık sıklıklarının artmasına yol açar. Kışta sıklığı artan başlıca enfeksiyon hastalıkları nezle (soğuk algınlığı), grip (influenza), bademcik iltihabı (tonsillofarenjit) ve alt solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Alt solunum yolu hastalıkları bronşit, bronşiyolit, kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) akut alevlenmesi, zatürre (pnömoni) gibi hastalıkları içermektedir.
Kimlerde Görülür?
Bu tür enfeksiyonlar en sık çocuklarda görülür. Yaşlılar, diyabet, astım gibi kronik hastalığı olanlar diğer risk grubunu oluştururlar. Erişkinlerde ise vücudu dirençsiz kılan aşırı yorgunluk, stres, beslenme düzensizliği, soğuğa maruz kalma gibi durumlarda hastalıkların görülme sıklığı artar. Meslek olarak sağlık çalışanları, öğretmen ve asker gibi kalabalık ortamlarda çalışanlar ve hasta kişilere maruz kalanlar risk altındadır. Okullar, kalabalık işyerleri ve ofisler, fabrikalar, bakımevleri gibi yerler, hastalığın kolayca yayıldığı ortamlardır.
Nasıl Bulaşır?
Virüslerin yol açtığı bu enfeksiyonlar, öksürük ve hapşırma sonucu, içerisinde hastalığa neden olan canlı virüsleri taşıyan damlacıkların çevreye saçılması ile yayılır. Bu damlacıklar birkaç saat boyunca havada kalabilir ve insanlara hastalığı bulaştırabilir. Bu nedenle okul, iş yeri gibi kalabalık ortamlarda bulunan kimseler özellikle risk altındadır. Ayrıca hasta kişinin eline ve oradan da kapı kolu, telefon gibi nesnelere bulaşan, virüs içeren parçacıklar başka bir kişinin temas etmesi sonucu eline oradan da elini ağzına, burnuna, gözüne götürmesiyle hastalığa yol açabilir. Tokalaşma, öpüşme, bir metreden fazla yaklaşarak konuşma önemli bulaş yollarıdır.
Grip ve Nezle Aynı Hastalık Mıdır?
Grip (influenza) ve nezle (soğuk algınlığı), belirtileri sıklıkla karıştırılabilen iki farklı hastalıktır. Her iki hastalık da viral bir enfeksiyon olmakla birlikte farklı virüslerle meydana gelmektedir. Nezleye sebep olan 100’den fazla virüs vardır ve bu nedenle defalarca kez nezle olmak mümkündür. Nezle ile gribin en önemli farkı gripte ateş olması; nezlede olmamasıdır.
Ayrıca nezle genellikle “ayakta geçirilen” bir hastalık iken grip hastaların günlük işlerini yapmasını engelleyecek kadar halsizliğe yol açabilir. Her iki hastalıkta da burun akıntısı veya tıkanıklığı, boğaz ağrısı ve öksürük olabilir.
Grip hastalığında belirtiler, 1-2 günlük bir kuluçka döneminden sonra birdenbire başlar. Sık görülen belirtiler; ateş (38 - 41°C), baş ağrısı, yorgunluk hissi, kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve kas ağrıları gibi yakınmalardır. Ateş, genellikle 3-5 gün sürer. Yorgunluk ve halsizlik daha uzun sürebilmesine rağmen sağlıklı kimselerde grip semptomları yaklaşık bir hafta sürer. Altta yatan hastalığı, bağışıklık yetmezliği olanlarda, küçük çocuklar ve yaşlılarda yaşamı tehdit edici komplikasyonlar gelişebilir. Akciğer komplikasyonları en sık görülen grip komplikasyonlarıdır. Virüsün direkt etkisine bağlı pnömoni veya bakterilere bağlı pnömoni şeklinde görülebilir.
Nasıl Tedavi Edilir?
Gerek grip gerekse nezle kendiliğinden düzelir. İyileşme süresi grip için biraz daha uzun olmakla birlikte 3-10 gün arasında sürer. Nezle için kullanılması gereken bir ilaç yoktur. Grip için özel durumlarda, doktor önerisi ile ilaç kullanmak gerekir. Grip tedavisinde antibiyotikler etkili değildir ve çoğu zaman gereksiz olarak kullanılmaktadır. Gereksiz antibiyotik kullanımı, bakterilerde direnç gelişimine neden olarak bazı enfeksiyonların tedavisini geciktirdiği gibi tedavi masraflarını da artırmaktadır. Grip tedavisinde influenza ilaç kullanımına enfeksiyonun ilk iki günü içinde başlandığında hastalık belirtileri daha hafif geçirilir. İlaçlar kesinlikle doktor tavsiyesi ve gözetiminde kullanılmalıdır. Antibiyotikler ise grip sırasında ikincil olarak görülen bakteriyel enfeksiyonlar (sinüzit, zatürre ve orta kulak iltihabı gibi) gelişirse kullanılmalıdır. Gribe yakalanan çocuklarda ve gençlerde Aspirin kullanılması tavsiye edilmez. Aspirin çok nadir görülen, ancak tehlikeli olan “Reye Sendromu’na” neden olabilir. Aspirin yerine dinlenme, bol sıvı alma ve belirtileri hafifleten ilaçlar tercih edilmelidir. Sonuçta grip tedavisinde yatak istirahati, bol sıvı alımı, ağrı kesici ve ateş düşürücüler gibi ilaçlar ile semptomatik tedavi önerilir. Komplikasyonlar yakından takip edilmeli ve uygun şekilde tedavi edilmelidirler. Gribe yönelik antiviral ilaç başlanması kararı doktor tarafından verilmelidir.
Korunmak İçin Neler Yapılabilir?
Grip, bu hastalıklar içerisinde aşı ile korunulabilen en önemli hastalıktır. Hastalığın toplumda yayılmasını önlemek ve risk grubu olarak adlandırılan insanları korumak için her yıl grip aşısı yapılması önerilmektedir. Aşı, gripten korunmak için önerilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü ,virüsun değişikliklerini yakından izleyip, aşı bileşimi için yıllık önerilerde bulunur. Her yıl aşı içeriği, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri dikkate alınarak hazırlanır. Son yıllarda kullanılan aşılarda iki influenza A alt tipi ve bir influenza B suşları yer almaktadır. Örneğin bu yılki aşının içinde geçtiğimiz yıl pandemiye neden olan İnfluenza A H1N1 virüsu ile birlikte İnfluenza A H3N2 ve influenza B virüsları bulunmaktadır. Hazırlanan aşı ile salgında saptanan virüslerle antijenik benzerlik varsa aşı % 50-80 korunma sağlayabilir. Sağlıklı erişkinlerde aşı ile sağlanan koruyucu antikor düzeyi influenza A için % 80’in üzerinde bildirilmiştir. Yaşlılarda koruyuculuk oranı daha düşük olmakla birlikte komplikasyonları ve ölüm oranını azalttığı saptanmıştır. Kuzey yarım kürede salgın kış aylarında görüldüğünden aşı, sonbahar başlangıcında yani eylül ve ekim aylarında yapılmalıdır. Ayrıca mart, nisan ayları ikinci salgın dönemi olduğundan eylül, ekim veya kasım aylarında aşı yaptırmayanlar kış aylarında da yaptırabilir. Aşı, grip komplikasyonlarının sık görüldüğü, bu hastalara hastalığı bulaştırma olasılığı yüksek olan kimselere, influenzadan korunmak isteyen 6 aylıktan büyük ve yumurta alerjisi olmayan herkese önerilir.